OKUL TANITIM VİDEOMUZ AYRICA SABIRLI VE MERAKLI OLANLAR İÇİN OKULUMUZ HAKKINDA....



Bilgisayar öğretmenimiz Serdar ÇETİN'in hazırladığı okul tanıtım videomuz.
AYRICA SABIRLI VE MERAKLI OLANLAR İÇİN OKULUMUZ HAKKINDA....

            Merhaba, uzun ve yorucu bir yola çıkmış sevgili liseye geçen arkadaşım! Şu an bir yol ayrımındasın. Önünde çok farklı yollar uzanıyor ve belki de zihninde soru işaretleri bir yumağa dönüşmüş durumda. Senin hayallerin ve isteklerin, ailenin beklentileri, yaşadığımız çağın, içinde bulunduğumuz toplumun koşulları,... Bir yol haritası belirlemen ve geleceğin için emin adımlarla kendine bir yol tercih edip ilerlemen gerekiyor. Bununla birlikte zihnindeki soru işaretlerine cevap verecek özelliklere sahip bir okulun nasıl olduğunu da çok ama çok merak ediyorsun. Acaba geleceğini şekillendirmene, kişiliğinin tuğlalarını öreceğin hayatının bu kıymetli yıllarında önemli bir süreci yaşayacağın okul, senin zihnindeki şu sorulara nasıl cevaplar veriyor:

*Gideceğim okul, var olan yeteneklerime odaklanacak mı? Ya da benim dahi şu ana dek farkında olmadığım içimdeki yeni cevherleri ortaya çıkaracak mı?

*Bir genç olarak bazen kendimi ifade etmekte zorlandığım, akranlarımla ya da yetişkin bireylerle iletişimde güçlük çektiğim zamanlar oluyor. Bunun da yaşım gereği çok normal olduğunu düşünüyorum. Peki, gideceğim okulda kendimi özgürce ifade edeceğim, evimde ailemleymişim gibi hissedeceğim, iletişim kanallarının daima açık olduğu; sevgi ve saygı kültürünün hep önde olduğu bir ortam olacak mı?

*Sınavla alan okullar aynı zamanda proje okulları. Özellikle son yıllarda gerek bilimsel gerekse sosyal ve kültürel alanda öğrenciler pek çok başarılı projelere imza atıyorlar: Tübitak Araştırma Proje Yarışmaları, 4006 Bilim Fuarları, Erasmus Projeleri, sosyal sorumluluk projeleri gibi. Benim de düşündüğüm, tasarladığım, sorun olarak gördüğüm meseleler, çözümler üretip hayata geçirmek istediğim projelerim var. Ama bir proje fikri ortaya nasıl çıkar, hangi aşamalardan geçerek şekillenir, hiç şüphesiz bunlar için alanında uzman kişilerce bir rehberlik ve desteğe ihtiyacım olacak. Peki, gideceğim okulda bu konuda beni destekleyecek ve projeler hazırlama ortamı sağlayacak danışman öğretmenlerim olacak mı?

*İlkokul ve ortaokulda ailemin desteğini hep hissettim. Ailem okulum ve öğretmenlerimle her zaman dirsek temasında olup benim akademik ve kişisel gelişimimde iş birliği içinde oldular. Açıkçası bir otokontrol mekanizmasının varlığı belki bu yaşlarda bazen bunaltıcı gibi görünse de itiraf etmeliyim ki başarım ve gelişimim için çok önemli. Peki, gideceğim okulda ailem,  okul idaresi ve öğretmenlerimle düzenli olarak bir araya gelebilecek mi, okulumla sağlıklı bir görüşme trafiği oluşturabilecek mi?

*Başarı için rekabet dozunda etkilidir fakat başarı noktasında hele de akademik olarak sürekli kıyaslanmanın, sıralandırılmanın çok yanlış olduğunu ve motivasyonumu düşüreceğini biliyorum. Herkesin kendine has özellikleri ve yetenekleri, öğrenme şekilleri var. Ben başkalarıyla kıyaslanmak değil; koyduğum hedefler doğrultusunda gerekirse kendimle yarışmak istiyorum. Gideceğim okul, benim farklılıklarımın farkında olacak mı?  Benim için, bana özel hedefler belirlememe yardımcı olacak mı? Bana eğitsel koçluk yapacak mı?

*Büyüklerimiz bize bir soru yönelttiklerinde cevap verememişsek genelde şöyle karşılık veriyorlar: “Tabii siz, test-tost çocuğusunuz, nereden bileceksiniz ki?” Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir, denilse de şöyle bir gerçek var ki değişmeyen bizleri bir üst okula taşıyan sınavlar. Bunun için de seçenekler arasında sıkışıp kalıyor; yaşayarak öğrenmek yerine hep aynı şeyleri ezberleyerek kısa bir süre sonra unutmaktan öteye de geçemiyoruz. Başladığımız yere dönüp duruyoruz. Oysaki ben ezberlemek değil, kavramak, özümsemek, uygulamak, analiz ve sentez yaparak öğrendiklerimi hayatımın her anında değerlendirmek istiyorum. Günlük hayatımda bir ihtiyacımı karşılamayan, yeniliğe ve gelişime sırtını dönmüş bir öğrenme şeklinin bana faydası olmayacağı gibi başarımın önünde de bir engel olacaktır. Bu durumda gideceğim okulda düşünmeyi, yorumlamayı, öğrenmeyi öğreten, ders araç-gereçlerini çeşitlendiren, ders içeriklerini zenginleştiren öğretmenlerim olacak mı?

*Evet, ben özgür bir bireyim. Aldığım kararların sorumluluğunu da üstlenmem gerektiğini biliyorum ve bundan mutluluk duyuyorum. Bununla birlikte benimle aynı duygu ve düşünceleri paylaşan arkadaşlarımın olmasını; bu arkadaşlarımla takım çalışmaları yaparak ortak sorumluluklar taşımak istiyorum. Peki, gideceğim okulda yeni arkadaşlar edinmemi, bu arkadaşlarımla birlikte hareket etmemi sağlayacak, grup ve takım çalışması yapabileceğim zemin ve fırsatlar karşıma çıkacak mı?

*Liseler genel yargının aksine yalnızca yükseköğretim kurumlarına öğrenci hazırlayan kurumlar olmamalı. Hani atalarımız demiş ya kuş tek kanatla uçmaz diye. Gideceğim okulla ilgili şunu da çok merak ediyorum: Bu okul bana bir dünya insanı olmam için katkı sağlayabilecek mi? Kendi ana dilimi yetkin bir şekilde kullanabilmenin yanında en az iki yabancı dili de ana dilim gibi konuşmamı sağlayacak bir eğitim imkanı sunacak mı?

*Mevlana: “Bir ayağımız sabittir, diğeri yetmiş iki millet dolaşır.” diyor. Benim için sabit olan, beni ben yapan değerlerim(vatan ve millet sevgim,doğruluğum, sadakatim,saygım,...); yetmiş iki millet dolaşan ise empatim ve hoşgörüm. Gideceğim okul acaba, hayatımı anlamlı kılacak, kültürel ve etik değerleri kazandıracak demokratik bir ortamı bana sağlayacak mı?

*Teknoloji, bilişim dünyası, eğitimim, daha donanımlı hale gelmem, geleceğin dünyasında kendime yer bulmam için çok önemli bir araç. Bir bilim insanı olma yolunda teknoloji okur yazarı da olmanın gerekliliği kaçınılmaz. Bunun için gideceğim okulda bu donanımları kazanabilecek dersler görebilecek miyim? Ve tabii ki bu dersleri alabileceğim labaratuvarlar  ve bana rehberlik edecek öğretmenlerim olacak mı?

*Günün büyük bir bölümünü okulda geçirdim ve geçirmeye devam edeceğim. Dersler de zamanımın büyük bir bölümünü kapsıyor. Okul dışında bilgi ve becerilerimi geliştirebileceğim zaman ve imkanlar ise kısıtlı. Buna karşılık günlük rutin içinde nefes alabileceğim, yapmaktan keyif alacağım, sosyal etkinliklerin varlığı beni okula bağlamalı. Okul, koşa koşa geldiğim yer olmalı. Merak ediyorum gideceğim okulda yarışmalar, törenler, tanıtım günleri, mezuniyet günleri, yayınlar, müzik, tiyatro,  yardım kampanyaları, ziyaretler, gösteriler, şenlikler, şiir dinletileri, turnuvalar, konferanslar, paneller, sempozyumlar, imza günleri, fuarlar, sergiler, kermesler, geziler, vb.  gibi sosyal etkinlikler olacak mı? Ve ben dilediğim etkinliğe katılabilecek miyim?

...

            Muhakkak ki aklına takılan daha pek çok soru var. Okul seçim sürecinde sağa sola sapmadan, doğrudan kaynağından, yani bizzat içinde olan bizlerden on üç yıllık kısa tarihi içinde uzun yollar kat eden geleceğin sosyal bilimcilerinin okulunu yani okulumuzu senin muhtemel sorularına cevap verecek şekilde anlatmayı çok istiyoruz. Sonda söyleyeceğimizi de başta söyleyelim ki bu konuda çok iddialıyız: Sosyal Bilimler anlatılmaz, yaşanır! O halde başlayalım!

            Fiziksel yapısı ve başarısıyla öncü bir okuluz. Geçtiğimiz yıl itibarıyla artık yepyeni binamızdayız. Sınıf mevcutlarımızın az olmasına karşılık sınıflarımız geniş, ferah ve aydınlık. Ayrıca güneşi daha fazla alan sınıflarımızda klimalarımız mevcut. Ve tabii ki binamızın her yeri hijyen kurallarına uygun olarak düzenli, gün içinde sürekli temizleniyor. Öyle ki her üç yılda bir İl Sağlık Müdürlüğünce yapılan denetlemelerde okulumuzda sağlık ve hijyen kurallarına uyduğumuz için çok yüksek puanlarla “Beyaz Bayrak” belgesini almaya hak kazanıyoruz. Bizim için olmazsa olmaz diyeceğimiz konferans salonumuz da gelecek konuklarımızı ağırlamak için yüzümüzü ağırtacak derecede güzel ve şık. Öyle ki neredeyse her hafta salonumuzda en az iki üç programın yapıldığına, yazar ve akedemisyenlerin davet edildiğine, üniversite tanıtımlarının, kariyer günlerinin, panellerin, konferansların, kitap değerlendirme atölyelerinin sıklıkla gerçekleştiğine, oyunların ve drama çalışmalarının sahnelendiğine şahit olacaksın. Sosyal Bilimler Lisesinde olmak, sahne tozunu da bol bol yutmak demektir. Gerek sahnede gerekse işin mutfağında. Okulumuzun yetişkin ağaçlarıyla, yeni diktiğimiz  dört yüz fidanla birlikte ki bu fidanların bir kısmı da meyvedir çok büyük bir bahçesi var. Hatta organik tarım yapacağımız bir alanla tavuklarımız için ayrılmış geniş bir kümesimiz de var. Çevre ve doğayı koruyup gözetip yaşadığımız ortamı diğer canlılarla da paylaşmanın sorumluluğunu taşırız BSBL’liler olarak. Okulumuzda her sene sayısı artan nitelikli kitaplarla dolu bir kütüphanemiz ve şehir dışından gelen arkadaşlarımızın kalacakları bir pansiyonumuz olduğunu da ekleyelim. Ayrıca belirtmeliyiz ki lokasyon itibariyle  şehrin her yerinden okulumuza kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Fiziki koşullar böyle olunca da bizler de sahip olduklarımızın bilinciyle okulumuz adına önemli başarılara imza atıyoruz.

            Gelecek sunan bir okuluz. Tematik ve butik bir okul olmanın avantajlarını fazlasıyla yaşıyoruz. Okula başladığımız andan itibaren belirlediğimiz hedefler doğrultusunda öğretmenlerimiz bizlere rehberlik ederek ilgi ve becerilerimiz doğrultusunda yönlendirmeler yapıyorlar. Öyle ki okulumuzda tüm kapılar daima bizlere açıktır. Teneffüslerde dahi öğretmenlerimize sorularımızı rahatlıkla sorabiliyoruz. Öğretmenlerimiz, mesai anlayışı gözetmeksizin fedakarca yeri geldiğinde bizler için hafta sonları dahi çalışıyor; şehir dışı proje ve etkinlik çalışmaları için bize eşlik ediyorlar. Ailelerimiz gönül rahatlığıyla bizleri öğretmenlerimize emanet ediyor. Çünkü biz bir aileyiz. Meslekleri daha yakından tanıma imkanına sahibiz. Öyle ki bazen adliyede bir davayı izleme şansını yakalarken bazen Uludağ Üniversitesi ile yaptığımız protokol gereği bir kürsüde bir dersi izleme imkanı bulabiliyoruz.

            9. Sınıftan itibaren okulumuzda hafta içi ve sonu takviye kurslarımız var. Bu kurslarda derslerde öğrendiklerimizi pekiştirme imkanına sahibiz. 11. Sınıftan itibaren üniversite sınavına yönelik hazırlık kurslarımız başlıyor. Son sınıflar ise yaz tatilinden başlayarak yoğun bir tempoda sınava hazırlanıyorlar. Yıl içinde düzenli olarak okulumuzda deneme sınavları yapılıyor ve bu sınav sonuçlarına göre başarı grafiğimiz oluşturulup takip sistemi uygulanıyor. Son sınıftaki arkadaşlarımız için okulumuzda yıllardır sürdürülen eğitsel koçluk sistemi var. Arkadaşlarımız dilediği öğremenimizden eğitsel koçluk takip edebiliyor ve yıl boyunca tercihler dönemi de dahil olmak üzere düzenli görüşme imkanına sahipler. Bir öğretmenimiz en fazla dört ya da beş arkadaşımıza koçluk yapıyor. Bu da takibin daha sağlıklı ilerlemesini sağlıyor. Netice itibariyle her yıl üniversite sınavında muhakkak ilk 1000’de olan arkadaşlarımız var ve yerleştirme oranımız %90’ın üzerinde seyrediyor. %3 ile %8 dilimleri arasında öğrenci alan okulumuz için başarı asla bir tesadüf değil!

            Hazırlık sınıfının olması da okulumuzun kıymetini artıran özelliklerimizden. Uzun ve yorucu bir sınav sürecinden sonraki hazırlık yılı genel yargının aksine kayıp bir yıl değil tam anlamıyla bir kazanç yılına dönüşüyor. Çünkü bu süreçte dolu dolu bir yabancı dil eğitimi alıyoruz. İngilizce derslerimiz okuma, dinleme, yazma, konuşmaya dönük olarak farklı öğretmenlerimiz tarafından veriliyor.  İngilizce dersinin yanında isteğimize göre Almanca ya da Fransızca dersi alıyor; bu dilleri çok etkin bir şekilde öğreniyoruz. Tabii dileyen arkadaşlarımız sene başında muafiyet sınavına girerek hazırlığı atlama hakkına da sahip. İngilizcedeki donanımımızla her yıl IB yani Uluslararası Bakalorya eğitimiyle yurt dışı eğitime de kapılarını açan programlara katılma hakkına sahip arkadaşlarımızın olduğunu da ekleyelim. Bununla birlikte üst sınıflarda göreceğimiz temel derslerden de alarak işleyişle ilgili temel bilgilerle donanıyoruz.

            Geleceğin sosyal bilimcilerini, bilim insanlarını yetiştirmeyi amaçlayan okulumuzda Türk dili ve edebiyatı, tarih, coğrafya, felsefe, sosyoloji, psikoloji dersleri farklı tür okullarda olduğundan çok daha zengin işleniyor. Şöyle ki hem ders saatlerimiz daha fazla hem de bu derslerde deneyimleme, araştırma, yorumlama, tartışma, yazma, dramatize etme gibi kalıcı öğrenmeyi destekleyen yöntemleri daha sık kullanıyoruz. Öğretmenlerimiz okumalarımızda hem bizleri yönlendiriyorlar hem de takip ediyorlar. Her yıl okuma listeleri oluşturuluyor ve yoğun olarak farklı alanlarda okumalar yapıyoruz. Okulun tatil olduğu dönemde dahi devam eden kitap ve film okuma gruplarımız mevcut.  Derslerimizde okuduğumuz kitapları kritik etmek için uzun zaman ayırıyoruz. Bununla birlikte birikimimizi yazıya dökme şansımız da oluyor. Dileyen arkadaşlarımız yazma atölyelerine katılabiliyor. Bunun meyvelerini de yıl içinde düzenlenen şiir, öykü, deneme, makale, senaryo gibi yarışmalarda  bol bol alıyoruz. Ezberci bir eğitim anlayışının çok uzağındayız. Herhangi bir zaman diliminde sınıfınızı, bir hükümdarı dramatize eden bir arkadaşımızın ziyaret ettiğine; Yunus Emre’nin şiirlerini enstrümanlarla terennüm eden arkadaşlarımıza, derslerde işlediğimiz bir konuyla, düşünürle, mekanla, sanatçıyla ilgili bir sergiye, derslerin bir müzede ya da açık havada işlendiğine şahit olabilirsiniz. Nitelikli okuma ve araştırmalarımızı kolaylaştıracak şekilde Osmanlıca dersleri de gördüğümüzü eklemek istiyorum. 10. Sınıftan itibaren hem okuma hem de yazma alanlarında ileri derecede Osmanlıca öğreniyoruz. Üniversitedeki arkadaşlarımız bunun fazlasıyla yararını görüyor.

            Geleceğe yön veren, fikri hür,irfanı hür, özgün bireylerin eğitildiği model bir okuluz. Her yıl okulumuzda daha önce de belirttiğimiz gibi gelenek haline gelmiş çalışmalarımız var. Bunların başında Tübitak 4006 Bilim Fuarları ve 2204 Ortaöğretim Öğrencileri Arası       Araştırma Proje Yarışmaları, Felsefe Olimpiyatları, Sosyal Bilimler Liseleri Sempozyumları, AB Erasmus+, E-Twinning ve diğer ortaklı proje çalışmalarımız gelir. Okulumuzda proje hazırlık çalışmaları adeta bir seferberlik havasında geçer. Projelerin hazırlık aşamasından teslimine kadar her adımda proje danışman öğretmenlerimiz hep yanımızdadır. Bir makalenin nasıl yazıldığını, bir projenin nasıl hayata geçirildiğini çoğu akranımızdan önce öğrenme şansına sahibiz. Ayrıca bu çalışmalarımızla yıllar içinde pek çok kez Bölge yarışmalarına katılmaya hak kazandık. Hedefimizi Ulusal ve uluslararası yarışmalarda büyütmek için gayret etmekten vazgeçmiyoruz. Sen de Dialogue Europe Erasmus+KA2 Projemiz gibi bir proje çalışmasının içinde olup daha önce hazırladığımız Koparılmış Hayatlar adlı kısa filmimiz gibi bir filmin sahnesinde ya da mutfağında olabilirsin, İngilizce öğretmenlerimizin danışmanlık yaptığı çok ortaklı bir proje olan “Creating opportunities to practice English”e dahil olabilirsin ya da “Tarihi Romanlarla Tarihin ve Edebiyatın İzinde Projesi”ne katılıp hem okuyup hem de gezebilirsin.

            Gelecekte özellikle Siyaset Bilimi, Uluslararası İlişkiler gibi bölümlerde okumak istiyorsan mutlaka MUN’a (Model United National) yani Birleşmiş Milletler Modeli etkinliğine katılmalısın ki bu çalışmamız da bir şenlik havasında geçer. Bakmayın şenlik dediğime ön hazırlığı epeyce süren bu çalışmada ciddiyet üst düzeydedir. Yılda en az üç dört kez gerek okulda gerekse farklı okulların düzenlediği MUN’lara katılan arkadaşlarımızı şık takım elbiseler içinde hararetli tartışmalara katılırken görmeniz mümkün. Hem ana dilimizde hem de İngilizce olarak kendilerini büyük bir öz güvenle ifade eden arkadaşlarımız katıldıkları MUN’lardan pek çok ödülle dönmektedir.

            Medeniyet ve Düşünce Kulübümüz, Kültür Edebiyat Kulübümüzün her ay düzenli olarak davet ettikleri akademisyen, yazar, alanında uzman kişiler sayesinde entelektüel birikimimizi artırma imkanına sahibiz.

            Bilişim çağının standartlarını yakalamış bir okulda olacaksın. Neden mi? Bunun için okulumuzda yazılımdan kodlamaya, aplikasyon oluşturabilmekten, dijital ortamda bir dergi nasıl hazırlanacağını tecrübe edebileceğin bir bilgisayar labaratuvarına, donanıma sahibiz. Ve tabii ki tüm bunlar için her zaman yanımızda olan Bilgisayar öğretmenimiz var. Ayrıca bu yıl öğretmenlerimizin üstün gayretleriyle çiçeği burnunda bir projemiz var: Avrupa Birliği KA101 Projesi (Bilişim Teknolojilerinin Eğitime Entegrasyonu). Bu projeyle, bir ekip halinde öğretmenlerimiz edindikleri tecrübeleri bizlerle paylaşacaklar.

            Çok kültürlü toplum bilincine sahip bir nesil yetiştiren okulumuz bize farklılıklarımızla birlikte var olmayı deneyimletirken demokratik bir ortam da hazırlıyor. Düşüncelerimizi, önerilerimizi, eleştirilerimizi demokratik bir ortamda dile getirmenin rahatlığını yaşıyoruz. Münazara Kulübümüz yıllardır yaptığı Parlementer Sistem münazaralarla her hafta çalışmalarını düzenli sürdürüyor. Tabii bu beraberinde eleştirel düşünme, farklı fikirlere saygı duymayı getiriyor; kendini rahatlıkla ifade etme becerisini de geliştirmeye katkı sağlıyor. Tabii Münazara Kulübümüzün çalışmaları da her sene mutlaka başarılarla, yerel, ulusal turnuvalarda gabiyetlerle taçlanıyor. Bununla birlikte Felsefe ve sosyal bilimler alanındaki temel eserleri ve yazarları tanıma ve derslerle ilişki kurabilmeye yönelik belirli eserlerin seçilip kritik edilmesi, deneme, makale ve ütopya yazma çalışmaları bir sosyal bilimci, bir bilim insanı olma yolunda bizlere çok büyük katkılar sağlıyor.

            Hayatı anlamlandıran ve paylaşmayı bilen fertler yetiştiren bir okuluz. Bir gönüle girmek bir omuza dokunmak bizim için önde gelen sorumluluklardan. Güzelliklerin paylaştıkça artacağına olan inancımız tam. Bununla ilgili yine pek çok örnek verebilirim. Geçtiğimiz yıl Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenimizin öncülük ettiği bir yardım kampanyasıyla okulumuz adına Keşmir’de bir su kuyusu açtırdık. Bu yıl Kızılay’ın Kan Bağış Kampanyasına; Kızılay, Lösev, Mehmetçik Vakfı, İnsan Yardım Vakfı gibi sivil toplum örgütleri için yardım kampanyalarına okul olarak destek verdik. Köy okulları için kitap, kırtasiye gibi aynî yardımlarda bulunduk. Yardım kermesleri düzenledik. Geçtiğimiz yıl 23 Nisan’da bir köy okulundaki kardeşlerimiz için okuma ve uçurtma şenliği organize ettik.

            Gelenekten geleceğe giden yolda başarılı bir okuluz. Neden mi? Biz kocaman bir aileyiz. Çok sağlam bağlarla örülmüş bağlarımız, yıkılmaz gönül köprülerimiz var aramızda. Yunus Emre gibi yaradılanı Yaradan’dan ötürü sevmeyi, ahde vefayı bizzat büyüklerimizden öğreniyoruz. Selam vermek, tebessüm etmek, birbirimize “Günaydın” demek en başta gelen geleneklerimizdendir. Sınıfınıza ulaşana dek göreceksiniz ki sizi hep güleryüzleriyle karşılayan birileri olacak. Defalarca “Günaydın!” diyeceksiniz. Bir BSBL’li mezun olduğunda dahi okulumuza ana kucağına koşar gibi geliyor; ışığın etrafındaki pervaneler misali ayrılmıyor. Geldiğinde göreceksin, 11. sınıflar, son sınıftaki arkadaşlarımız için bizzat mezuniyet organizasyonunda çalışıyor ki bu da okulumuzun geleneklerindendir. Yine son sınıflar için kahvaltı gününü 11. sınıflar bizzat organize ediyor. Bu gelenek de hem devreler arasındaki bağları güçlendiriyor hem de son sınıftaki arkadaşlarımızın sınav sürecindeki stres ve yorgunluğunu bir nebze olsun azaltıyor. Ayrıca son sınıflar için okul idaremizin organize ettiği mangal partisini söylemeyi de unutmayalım tabii!

            Bursa Sosyal Bilimler Lisesi için gelenek başlı başına üzerine uzun uzun konuşulacak bir konudur. Geleneksel Aşure Günü’müz, Geleneksel Bahar Şenliği’miz ve Nevruz etkinliklerimiz, Geleneksel Roman Kahramanları Festivalimiz, Geleneksel 9. Sınıflar Bursa Kültür Gezilerimiz, Geleneksel yurt dışı gezilerimiz, Geleneksel Pilav Günümüz... Sizler okulumuza geldiğinizde de Geleneksel Tanışma ve Kaynaşma etkinliklerimiz çerçevesinde Çiğ Köfte Partisi’ne davetlisiniz!

            Öğrencilerinin kendilerini gerçekleştirebilmeleri için rehberlik eden bir okuluz. Hem sosyal hem sanatsal hem de sportif bir etkinliğin içinde olmak istemez misin? Bunun için sana alternatifleri sıralayalım:

-Birden fazla kulübün çalışmalarına aynı anda katılabilirsin.

-İstediğin bir enstrümanı çalmayı (piyano, gitar, bağlama, bateri, ukulele, yan flüt, saksafon) öğrenmek için müzik öğretmenimizden düzenli olarak ders alıp koro çalışmalarına, müzik dinletilerine, liseler arası müzik yarışmalarına katılabilirsin.

-Okul futbol takımında, voleybol takımında, bireysel spor dallarında olabilirsin.

-Satranç, akıl oyunları turnuvalarına katılabilirsin.

-Okul dergimiz Meşale’nin, dijital dergimiz Atölye SBL’nin, Osmanlıca ve İngilizce dergilerimizin bir yazarı da sen olabilirsin.

-Okul radyomuz Radyo BSBL için içerikler hazırlayıp sunabilirsin.

-Topluluk önünde hitabet becerilerini geliştirmek üzere sunumlar yapabilirsin.

-Haftalık Tefsir derslerine, ardışık cüz takibiyle hatim okumaya, Mevlid-i Nebi programlarına katılabilirsin.

-Tematik şiir dinletilerine, tiyatro çalışmalarına katılabilirsin.

-Bir serginin, panelin, sempozyumun, programın hazırlanmasını organize edebilirsin.

-Gençlik Merkezleri, Sivil Toplum Örgütleri, Çocuk Hakları Komisyonları gibi oluşumlarla iş birliği içinde sosyal sorumluluk projelerinin bir parçası olabilirsin.

Yıl boyunca yapılan eğitim ve kültür gezilerine katılabilirsin.

Ve daha pek çok çalışma, proje, etkinlik,...

            Vizyonunu büyük hayaller üzerine kurgulayan, yüksek standartlar gayretinde olan okulumuzu gözlemlerimizden ve yaşadıklarımızdan hareketle anlatmaya çalıştık. Çizdiğimiz bu çerçeve içinde sen de olabilirsin. Geleceğin lider bireylerini hayata hazırlayan Bursa Sosyal Bilimler ailesinde seni de aramızda görmeyi çok istiyoruz. Geleceğimiz için, Türkiye’miz için öncü ve bir dünya okulu olmak için haydi, bir an önce katıl aramıza!

 

 


 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİZİ TANIMAK İSTER MİSİNİZ?